Aralarındaki sosyal statü uçurumundan dolayı çoban sevgilisi ile aile kurmayı hayal edemez, kızın babası ise nişanı duymak bile istemezmiş. Kız Altay’ın en büyük nehri olan Katun kıyısındaki en yüksek kayada sevgilisi ile görüşmek için gizli gizli evinden kaçacakmış. Gelmezse her şey bitti demek diye anlaşmışlar. Ama kız aşkları uğruna her şeyi göze almayı vaat etmiş ve mutlu oğlan sabırsızlıkla bekleyip şarkı söylüyormuş.

Kızın babası Han kanı canı olan tek kızını göz bebeği gibi korurmuş. Sadece gün batımında nihayet evden kaçabilmiş ve oğlan ile anlaştıkları saatte gelememiş. Oğlan ise sevgilisinin gelmediğini görünce umutsuzluğa düşüp kendini kayadan fırtınalı sulara atmış. Kıyıya koşarak gelen kız ne olduğunu hemen anlamış. Zavallı kızcağız ağlamaya başlamış ve göz yaşlarından kaya etrafında derin bir göl oluşmuş. Han kızı, ‘Aşkım öldü, ben ise hayatıma nasıl devam edeceğim?’ diye haykırmış ve kayadan atlamış.

O zamandan beri göl Aya olarak, sevgililerin buluşma yeri olan kan gibi kırmızı taşlı kaya ise Aşk Adası olarak adlandırılmış. O Aya Gölü’nün tam ortasında bulunur. Orada günümüzde de mevcut olan pavyon bile kurulmuştu.

Başka güzel ama daha eski efsaneye göre Aya Gölünün kutsal kökeni varmış. Eski zamanlarda Altay’da iyi yürekli hayvanlar ve insanlar yaşıyormuş. Ama günlerden bir gün Delbegen isimli kana susamış yamyam onları korkutmaya başlamış. Ay zavallılara acıyarak bir gece yamyamı yakalamak için yeryüzüne inmiş. Ay’ın indiği yerde kocaman bir eziklik oluşmuş. Ay canavarı gökyüzüne kaldırıp Katun nehrine atmış. Meydana gelen dalgalar yerdeki ezikliği doldurmuş. Böylece iyi yürekli insanları kurtarmış Ay şerefine adlandırılan göl oluşmuş.

Yamyamın düştüğü yerde ise aşınması çok zor olan nehrin dibindeki sekiler yer alır. Böylece kötü Delbegen günümüzde de iyi kalpli insanlara kötülük yapmak çalışıyormuş. Mehtaplı geceleri ise güzel Ay göle aksederek onu tehdit edermiş.

Kaynak: altzdrav.ru