30 Ağustos Zafer Bayramı!
30 Ağustos Zafer Bayramı!
26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz’un 95. Yıldönümünü kutlayacağız…
Atatürk’ün komuta ettiği, o muhteşem zafere, Büyük Taarruz’un tarihi bir bakalım:
KOCATEPE’DEKİ DURUM
26 Ağustos 1922, cumartesi… Başkomutan Mustafa Kemal Paşa sabah saat 04.00 civarlarında uyandı. Emir erini uyandırıp kahve istedi. Yaver Muzaffer (Kılıç) uyanıp giyinmeye başladığı sırada Mustafa Kemal Paşa'nın çadırının önünde “Allah'ım! Sen Türk Milleti'ni ve ordusunu muzaffer eyle!” dediğini duydu. Kahvesini içti. Gün doğmasına bir saat kala, atıyla Kocatepe'nin zirvesine doğru ilerledi. Birkaç er fenerle yolu aydınlatıyordu. Mustafa Kemal konuşmuyor, sadece ufka bakıyordu. Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve Nurettin Paşa da Kocatepe'deydi.
Türk topçusu, saat 04.30'da ateşe başladı. Ateş 05.30'a kadar sürdü. Bu sırada avcı hatları karanlıkta ilerleyip Yunan mevzilerine yanaştı. Saat 06.30'da Tınaztepe alındı. Saat 07.00'da Toklutepe ve Kaleciksivrisi alındı. Saat 09.00'da Belentepe zapt edildi. 12.000 süvari (Fahrettin Altay'ın 5. Süvari Kolordusu) Sincanlı ovasına akıp Dumlupınar'ın doğusuna ilerledi. İzmir- Afyon demiryolu tahrip edildi.
27 Ağustos Pazar sabahı saat 04.00'te Kurtkayatepesi, saat 08.00 civarında Erkmentepe düştü, gözler Çiğiltepe'ye çevrildi. 57. Tümen Komutanı Albay Reşat Bey, zamanında Çiğiltepe'yi alamayınca Mustafa Kemal Paşa telefonla “Niçin hedefinize varamadınız?” diye sordu. Albay Reşet Bey, yarım saat sonra hedefe ulaşacağını belirtti. Mustafa Kemal Paşa yarım saat sonra Albay Reşat Bey'i aradığında, kendisine şu notu okudular: “Yarım saatte size o mevzileri almak için söz verdiğim halde sözümü tutamamış olduğumdan dolayı yaşayamam.” Albay Reşat Bey intihar etmişti. Çiğiltepe o gün saat 17.30 civarlarında alınacaktı. 20.30'da Afyon ele geçirildi.
28 Ağustos'ta Yunan Ordusu'nun asıl cephesi yarıldı. Güneyden ve doğudan ilerleyen Türk kuvvetleri Yunan Ordusu'nu ayırıp kuşattı.
29 Ağustos'ta da taarruz başarılı bir şekilde gelişti. Düşmanın kuzey kanadı, Eskişehir cephesi bozuldu, güneydeki kuşatma da devam etti. O akşam düşmanın iki kolordusu Türk Ordusu'nca çevrildi.
DUMLUPINAR
Türk Ordusu düşmana kesin darbeyi 30 Ağustos'ta vurdu. 30 Ağustos günü düşmanın beş tümeni (40-50 bin kişi) Türk Ordusu'nca kuşatılmış, çıkış yolları kapatılmıştı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos'ta saat 14.00'te başlayan savaşı Çalköy yakınındaki 11. Tümen Karargâhı olan Zafertepe'den (Dumlupınartepesi) bizzat yönetti. Düşmanın bir bölümü imha edildi, bir bölümü teslim oldu, kurtulanlar ise İzmir'e doğru kaçmaya başladı.
Mustafa Kemal Paşa'nın, bir gün sonra, 31 Ağustos'ta savaş alanında gördüğü manzara şuydu: “Karşıdaki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bırakılmış toplarla, otomobillerle, sayısız donanım ve gereçlerle, bu kalıntıların arasında yığınlar teşkil eden ölülerle, toplatıp karargâhımıza sevk edilen sürü sürü esir kafileleriyle hakikaten bir kıyamet gününü hatırlatıyordu…”
30 Ağustos 1922'deki bu savaşı, Aslıhanlar-Çal-İşören bölgesinde ve Çalköy'ün doğusunda bizzat 1. hatta 11. Tümen yanında bulunan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa yönettiği için, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa bu savaşa “Başkumandan Muharebesi” adını verdi.
Mustafa Kemal Paşa, 4 Ekim 1922'de TBMM'de Büyük Taarruz'u anlattığı uzun konuşmasında, bir yıl kadar önce başkomutan olurken söz verdiği gibi “Yunan Ordusu'nun harimi ismetimizde tamamen boğulduğunu” söyledi. “Bu savaşın sonucu Yunanlıların ve Rumların kalbini sındırmıştır. Bu nedenle bu savaşa Rum Sındığı Meydan Savaşı demek çok uygun olur” dedi. 1363 Sırpsındığı Savaşı Türklerin Rumeli'de tutunmasını sağlamıştı, 1922 Büyük Taarruz ise Türklerin Anadolu'da tutunmalarını sağladı.
İLK HEDEF AKDENİZ
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, bozguna uğrayıp İzmir'e doğru kaçan Yunan ordularının tekrar toparlanmalarına fırsat vermemek için 1 Eylül 1922'de Türk Orduları'na şu emri verdi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları… Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi'nde zalim ve mağrur bir ordunun esas unsurlarını inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ederek büyük ve necip (soylu) milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. (…) Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!”
Türk Orduları, 9 Eylül'de İzmir'e girdi, 18 Eylül'de Anadolu'da Yunan askeri kalmadı.
Kaynak: Tarihçi Sinan Meydan’ın yazısından derlenmiştir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.