Doğu Türkistan ve Kızıl Çin Zülmü

Doğu Türkistan ve Kızıl Çin Zülmü

Doğu Türkistan’da Son  Ve  Genel Durum

A+A-

01 Mayıs 2017’de  Uyghurnet.org haber sitesinde yayınladığım “Uygur Türkleri Yok Olma Tehlikesi Karşısında Ne Yapmalı ? ” başlığı altındaki makalemde Halkımızın son zamanlarda  Çin’in ilk etapta Uygurları tahrik ederek kendilerine isyan etmelerini sağlayacağını ,ikinci etapta ise,   kendilerine karşı  top yekun   ayaklanan   Uygurları katliam yaparak toptan yok etmek amacı taşıdığını uyarısını yaptım. Uygur Türklerinin Çin’in bu  sinsi tahrik ve  alçakça tertiplerine   kapılmamaları gerektiğine  dikkat çekmiştim.   Çin’in kollektif ve toptan soykırımından kendilerini korumak ve varlıklarını devam ettirebilmek için   bunu yapmalarının hayatı önem taşıdığını, Çin’in tahriklere kapılmamaları  sonucu yapacakları toplu soykırımdan en az zararla çıkmalarının önemine vurgu yapmıştım, Ancak,şu Mübarek Ramazan ayında Uygur Türkleri  Çin’in bu dayanılmaz baskı ve zulümlerini büyük bir sabır ve sukunet ile karşılamalarına rağmen,  Dev Çelik tırtıllı  devlet aygıtı altından ezilmekten kurtulamadıklarına da hepimiz bizzat şahit olmaktayız.

Bugün Çin’in resmi “Tengritagh “ Haber sitesine şöyle bir göz gezdirdim; 08 Haziran ‘da sözde Uygur Özerk Bölgesel Halk Kurultayı(Bölgesel Parlamenetosu) Daimi Komitesinin etkili ve yetkilileri “İki Yüzlülere Karşı En Sert Karşı Koymaya Yönelik Yemin Ettirme Törenleri Düzenledi” başlıklı yazı gözüme ilişti. Bu sözde toplantı’da konuşan Sözde Bölgesel Halk Kurultayı Daimi Komitesi Başkanı Naim Yasın ” “ İki Yüzlülere Saklanabilecekleri bir yer asla bırakılmamalı. Onları adeta sokakta ölümden kurtulmak için koşan lağım fareleri gibi linç edilecek duruma düşürülmelidir. “ sözleri ile etnik Uygur asıllı devlet memurlarına bu toplantı’da peşin olarak “Tevbename”lere imza attırdığı ve 06 Temmuz’de ise Devlet Personel Bakanlığınin benezeri bir toplantı daha açacağı de haber veriliyordu.

Kutsal ramazanın 2.günü olan 27 Mayıs 2017’de Kaşgar ile ve bağlı ilçe ve idari birimlerde ÇKP.nin organizesi ile 100 bin kişinin katılımı ile Kasemyad Kılış (ÇKP.ye Bağlılık Yemini) töreni düzenlendiği bildirildi. ÇKP’ye Bağlılık Yeminini ise Kaşgar’ın kukla ve işbirlikçi Valisi Yasin Sıddık okuyarak tekrar ettirdi. Bu Yemin etme törenine zorla getirilen Müslüman Uygurlara ise, mecburi şekilde su içirilerek oruçları bozduruldu. Müslüman Uygurlar dini inançları sebebi ile ağır hakaretler ve aşağılamalara maruz bırakıldı. Onuru ve izzeti en ağır şekilde alçakça çiğnendi.

29-30 Mayıs 2017’de tarihlerinde ise,Hoten’in kukla ve işbirlikçi Valisi Aziz Musa aynı şekilde 1.1 milyon kişiye  yemin ettirdiği açıklandı. Sözde İli Kazak Özerk Oblastının (Vilayetinin) Çin kuklası ÇKP.genel sekreter Yardımcısı Enver Abduşşekür 100 bin kişiye aynı şekilde Kasemyad töreni düzenleyerek ÇKP’ye Bağlılık Yemini ettirdiği bilgisi yer aldı. Hoten ve Gulca’daki bu Yemin törenlerinde de aynen Kaşgar’da olduğu gibi katılımcılara zorla su içirilerek oruçları bozduruldu ve Müslüman halk ağır derecede  etnik Çin’in milli aşağılama ve etnik maskarasına maruz bırakıldı.

İşgalcı Çin yönetiminin “İki Yüzlüler (İki Yüzlimeçiler) olarak suçladıkları kimlerdir ?

Bölgedeki Çin işgal yönetimine hizmet ederken ve onunla işbirliği yaparken kendi Milleti ve soydaşı olan Müslüman Uygurlara yeteri kadar zulmetmeyen Uygur devlet memurları ve Uygur aydınlarıdır.

Bu etnik Uygur devlet Memurları Kime iki yüzlülük yapmakla suçlanıyorlar ?

Doğu Türkistan’da Çin işgal yönetimi ile bu ülkeye zorla getirilip yerleştirilen etnik Han Çinlisi göçmenlere.

Doğu Türkistan’daki etnik Çinlilerin kıskacındaki  sözde bölgesel  yönetim, bu ve benzeri suçlama ve karalamalarla Müslüman Uygur Türklerinin milli gurur ve haysiyetini şimdiye  kadar hiç olmadığı kadar  ağır derecede çiğnemektedir.

Başkent Urumçi’de mevcut Polis Merkezleri ile Polis Kontrol ve Gözetleme Noktalarının  toplam sayısı  1400’e çıkarılmıştır.Pekin’in Ağustos/2016’de Urumçi’ye atadığı  Çin şövenisti Çin Çüvenggou gelmeden önce bu sayı 500 idi. Pekin’in Doğu Türkistan’daki kolu ve  çomağı ÇKP.genel sekreteri Çin,Urumçi’ye atandıktan sonra 900 yeni polis merkezi yaptırdı ve 30 bin yeni polis memuru aldı.Urumçi’de her  200-300m. aralıklarla bir Polis Merkezleri ve Kontrol Noktaları olmuştur. Bir  Uygur bir sokaktan bir diğer sokağa geçerken  çok ağır ve sıkı şekilde   kontrol,sorgu ve aramalara tabi tutulmaktadır.Bir mahalleden bir diğer semt veya mahalleye giderken de aynı derecede büyük engellerle karşılaşmaktadır. Çin yönetimi Uygurları sokaklarda kontrol ve aramalara tabi tutmaktadır.  Bir  günde sokak serseriliği ile Kabadayılıktan  Polisliğe terfi eden  ahlaksızlar ve sokak kabadayıları  Uygur Türklerini kontrol ve aramalar esnasında ana baba ve eşlerinin gözü önünde arama bahanesi ile kadın ve kızları taciz etmekten çekinmemektedir. Bu hakarete dayanamayan Babalar ve kocaların gösterdiği haklı tepkiler onların ağır derece dövülmesine ve ardından Polis Merkezlerine götürülerek işkence edilmelerine ve ardından “Devletin Kolluk Kuvvetlerine Direnmek” suçlaması ile hapse mahkum edilmesi  ile sonuçlanmaktadır. Hastanelerin acil servislerine getirilen ağır hastalar Hastanelerin dış kapısından Servis kapısına kadara olan toplam 5 kontrol noktasından sorgu sual,kontrol ve aramalardan geçene kadar  acil hastaların hayatlarını kaybetmeleri  normal bir  hadise haline gelmiştir.

Başkent Urumçi’ye kendi memleketlerindeki işsizlikten dolayı  çalışmak ve küçük ticaret yaparak hayatlarını devam ettirebilmek için 15-20 yıl önce göç eden ve  şehrin varoşlarında  alt yapısı olmayan sağlıksız gecekondularda yaşayan ve hayat mücadelesi veren   fakir Uygurların evleri iş makineleri ile başlarına yıkılmakta ve kendileri de Kara Nüfus olarak damgalanarak  geldikleri  memleketlerine zorla yollanmaktadır.Aileler evlerinden işlerinden zorla koparılmakta,çocuklarının okullardaki kayıtları silinmekte ve tahsilleri yarıda kesilerek Urumçi kentinden kovulmaktadır.

Geçmiş yıllarda Hac ve umre ibadeti, akraba ziyareti, Seyahet veya turist olarak yurt dışına gidip gelen Uygurların hepsi Terbiyeleş  (Eğitim) Merkezlerine kapatılmakta ve haftalar süren sorgulama ve Komünist Mao ve  şimdiki Lider Xi’nin söz demeç ve öğretileri zorla ezberletilmekte ve bu suretle bu insanlara psikolojik baskı ve işkence uygulanmaktadır.

Uygur Türkleri arasında saygınlıkları ile tanınan  Uygur aydınları ÇKP.nin yayın organları olan yazılı ve görsel medyada “Tevbenameler” ilan ettirilerek onurları çiğnenmektedir.

Şu Mübarek Ramazan ayında Müslüman Uygur Türkleri tarihin hiçbir devresinde karşılaşmadığı kadar  ağır hakaret ve alçakça aşağılanmalara maruz bırakılmaktadır.

 

Ramazan ayının arefesinde Hoten’in Çira ilçesinden işsiz ve aşsız bırakılan bin Uygur gencinin merekezi Çin’deki sanayi bölgelerine Ucuz Emek Gücü (işança Emgek Küci) adı altında gönderildiği büyük propaganlarla ve övünçle ilan edilmiştir. Üstelik 2017 yılı içerisinde yine bir tek Çira ilçesinden işsiz ve aşsızlığa mahkum edilen  toplam 60 bin Uygur gencinin Çin’deki endüstri merkezlerine işçi olarak yollanacağı bilgisi Tengritagh haber sitesinde yer almıştır. Çira İlçesinin toplam nüfusu 130 bin kişi olarak açıklanmıştır. Teklemakan çölünün kıyısındaki ve Çira deryasının suladığı verimli topraklarda geleneksel olarak bahçe ve meyva tarımı yapılan Uygurların ecdatalarından kendilerine miras olarak intikal eden verimli  tarlalar Çin yönetimi tarafından zorla gasp edilmiş ve bölgeye  göç ettirilen etnik han Çinlisi göçmenlere peşkeş çekilmiştir. Müslüman Uygur Türkleri ise evsiz,tarlasız, işsiz ve açlığa mahkum edilmiştir.Bu ilçenin genç nüfusu ise, asimilasyon ve zorla etnik dönüştürme amacı ile  göç ettirilmek suretiyle  Çira ilçesinin Uygur nüfusu azaltılmaya çalışılmaktadır.Çalışabilecek işsiz Uygur nüfusu Çinin iç bölgelerine götürme projesi bölge çapında tüm hızı ile devam etmektedir.

Çin yönetimi,Doğu Türkistan’ı adeta bir açık hava hapishanesine dönüştürmüştür.  Kasaba,kent ve hatta köylerde dahi yeni hapishaneler inşa edilmiştir. İşgalcı Çin, tahrikler,sebepler,nedenler ve gerekçeler uydurarak özellikle genç Uygurları hapsetmekte ve ailelerinden ,çocuklarından,  üretimden  ve hayattan tamamen koparmaktadır.Bu durum Doğu Türkistan’da sosyal bir felaket ve Milli bir trajedi haline gelmiştir.Günümüzde Doğu Türkistan hapishanelerinde yatan genç Uygur Türklerinin sayısı,Doğu Türkistan’ın tarihi komşusu ve Kardeşleri olan müstakil Kazakistan, Kırgizistan ve Özbekisten Cumhuriyetlerinin toplam asker sayısından daha fazladır.

Doğu Türkistan’ı Çinlileştirmek için büyük teşvikler vererek Bölgeye  yerleştirilen Çinlilerin açtığı Restoran,bar,Mesaj Salonu,Birahane  ve diğer ahlak dışı  Batakhanelere  Çin’den Uygur gençlerine Aids bulaştırılarak yok edilmesi amacı ile  maksatlı olarak getirilen AİDS’lı  hayat kadınları getirilmektedir. Zaten   işsizlik.aşsızlık ve baskı altında bunalan Uygur gençlerine  bu Batakhanelere teşvik edilerek  Aids virüsü bulaştırılmaktadır.  Yüzyılımızın vebası olarak anılan Aids illetinden dolayı hayatını kaybeden Uygur gençleri ile  Aids’lı doğan bebeklerin sayısı de her geçen gün artmaktadır.

Yaşlı ana –  babalarını ve küçük çocuklarını ve ailelerine  bakacak genç Uygurlar hapishanelere doldurulduğu için fakirlik ve yoksulluk  dizboyu haline gelmiş ve bu durum günden güne artmaktadır.Uygurların hayat çemberi günden güne daraltılmaktadır.  Bütün bunlardan kurtulabilen Uygurlar ise,geleceklerinden ümitsiz olarak ve ölüm korkusu içinde  çaresiz ve deprasyonlar içerisinde yaşamalarını devam ettirmeye çalışmaktadır.

Mehmet Emin Hazret

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.