Ali Kerkük'lünün kaleminden 'Kerkük ve Türk dış politikası'

Ali Kerkük'lünün kaleminden 'Kerkük ve Türk dış politikası'

Ali Kerküklü, Irak’taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı Kitabının Yazarı...

A+A-

Kürtler, Belgelerle Türkmen Kenti Kerkük’ü Nasıl İşgal Etti ve Türk Dış Politikasının İflası?

Ali Kerküklü (Irak’taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı Kitabının Yazarı)

 

Türkmenler bin yıldan fazla süredir yaşadıkları topraklarda ayakta kalmak, varlıklarını sürdürmek için direniyorlar. Irak’ta varlık gösteren Türkmenler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’den koparılmışlar ve İngiliz mandası olarak ihdas edilen Irak Devleti’nin vatandaşları olmuşlardır.

Türkmenler’in nüfusları 3 milyonu aşmaktadır. Irak’ın kuzeybatısından güneydoğusuna, Bağdat yakınlarına kadar uzanan geniş bir coğrafi sahada yaşayan Türkmenlerin en önemli yerleşim merkezleri, Musul’un batısındaki Telafer ilçesi ve çevresindeki Türkmen köyleri, Musul ve çevresindeki Türkmen köyleri, Erbil, Altunköprü, Türkmenlerin en büyük kültür merkezi ve kalbi olan Kerkük, Tazehurmatı, Tavuk, Tuzhurmatu, Bayat köyleri, Kifri, Hanekin, Karatepe ve Mendeli’dir.

Irak’ın üçüncü unsuru olan Türkmen toplumu, özellikle dikta yönetiminin acımasız uygulamaları karşısında yıllarca dayanmaya çalışmışlardır.Her türlü mahrumiyet içinde varlıklarını günümüze kadar sürdüren Türkmenler, çeşitli yönetimler tarafından zaman zaman soykırımlara maruz kalmışlardır. 1924, 1939, 1946, 1959, 1980 ve 1991 yıllarında Türkmenler unutulması mümkün olmayan acılı günler yaşamışlardır. Bunların arasında 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük’te meydana gelen soykırım, Türkmenlerin yaşadığı en büyük facialardan biridir.Bu katliam 3 gün 3 gece sürer ve tarihe Kerkük Katliamı olarak geçer.

Kürt caniler, insanlık dışı vahşetler işlediler. Kimilerini diri diri toprağa gömdüler. Kimilerini elektrik direklerine astılar ve kızgın güneş altında bıraktılar. Kimilerinin gözlerini oydular. Ölenlerin yanı sıra, binlerce Türk, çeşitli biçimde yaralanmıştı.Bu vahşetler devam ederken, Türklere ait mağaza, dükkân, ticaret merkezleri ve evler, Kürtler, tarafından yağma edildi. Can güvenliğinin yanı sıra, Türklerin mal güvenliği de kalmamıştı. (Kürt) Komünistler ve Kürt yağmacılar tarafından talan edilen ve toplanan Türklere ait eşya ve malların, kamyonlarla kuzey bölgelerine taşındığı görüldü.

18 Mart 1991 günü Kerkük, yine peşmergelerin işgaline uğradı. Kerkük'te, bir hafta süreyle yağma, kundaklama, yangın ve saldırılar yaşandı. Şehri alt üst eden peşmergeler önce Kerkük Nüfus Dairesi ile Tapu Dairesi'ni ve diğer resmi binaları ateşe verdi. Birçok ev, bina ve işyeri yağmalanarak talan edildi.


      Mart 1991’de Kerkük’te Resmi Binalar Ateşe Verildi, Evler ve İşyerleri Yağmalanarak Talan Edildi

Önce “Araplaştırılma,” şimdilerde de “Kürtleştirme” politikaları ile Türkmen varlığı ortadan kaldırılmaya ve Türkmen şehri Erbil’de yapıldığı gibi Kerkük’ün kimliği yok edilmeye çalışılmaktadır. Türkmenler, bir boyutu ile “katliamlara”, bir boyutu ile de “etnik temizlik hareketlerine” varacak düzeyde insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kalmışlardır.

ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesi ile 10 Nisan 2003 tarihinde Irak askerlerinin Kerkük’ü boşaltıp güneye doğru çekilmeleri üzerine Kürt Peşmergeleri Kerkük’e saldırdılar. Türkmen şehrine girmekle kalmadılar, şehirdeki resmi daire binalarını, hastane, işyeri, evleri, özel araçları yağma ve talan ettiler. İlk yağmalanan yerlerin Tapu ve Nüfus Daireleri’nin olması, Kürtler’in maksadının Kerkük'teki Türkmen nüfus kayıtlarını yok etmekti. İlk yağmalanan yerlerin Tapu ve Nüfus Dairelerinin olması, Kürtler’in maksadının Kerkük’teki Türkmen nüfus kayıtlarını yok ederek, Irak Türkleri’ni azınlık durumuna düşürmek ve Türkmen şehri Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmenin yolunu açmak olduğu açıkça anlaşılıyordu.


2003 Nisan’da Kerkük’teki Resmi Daire Binaları, Hastaneler, İşyerleri, Evler, Özel Araçlar Yağma ve Talan Ediliyor.

ABD’nin 2003 tarihinde Irak’ı işgal etmesinin hemen sonrasında ise, sistemli, planlı ve programlı bir şekilde şehri Kürtleştirmek amacıyla 700 bin Kürt sahte belgelerle Kerkük’e ithal edilip yerleştirildi. Kerkük’te 2003’ten beri değişen sadece nüfusu dağılımı olmadı. Aynı zamanda kentin yönetimi de siyasi olarak da büyük ölçüde Kürtler’in kontrolüne geçti.Kürtler için Kerkük’ü önemli kılan zengin petrol kaynaklarıdır.Kürtler, Kerkük bizim diyor, iyi de insan kendine ait olan bir şehri hep talanedip, yağmalar mı hiç?

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna  göre: Kerkük'te Türkmenler en temel haklarından yoksun bırakılıyor. Türkmenler'in kentin siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınmasına katılmalarına Kürt güvenlik güçleri (Peşmergeler) tarafından imkân tanınmıyor. Kürt güvenlik güçlerinin (Peşmergelerin) amacı, Türkmenler'in kentin kaderinde ciddi bir rol oynamalarına mani olmak ve onları yıldırmak, sindirmek, göçe zorlamak ve toplum arasında güveni sarsmak ve kaos yaratmaktır.

Peşmerge, Kerkük’ü İşgal Etti

Musul 10 Haziran 2014’te tamamen Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) kontrolüne geçti.Musul olayını fırsat bilen peşmergeler Türkmen şehri Kerkük'ü işgal etti. Kerkük’te olaylar çok farklı gelişti. Peşmergeler, Kerkük’te konuşlanan Irak Dicle Operasyonlar Gücü'ne bağlı 12. Tümen Komutanlığı'na gelerekIŞİD’e karşı birlikte hareket edeceklerini bildirdiler. Karargaha alındıktan kısa bir süre sonra peşmergeler, Irak ordusuna bağlı görevli rütbeli askerlerden karargâhı terk etmelerini istediler. Terk etmedikleri takdirde herkesin öleceğini dile getirdiler. Komutanlarının ayrıldığını fark eden askerler de üniformalarını çıkararak karargâhtan ayrıldı.


Kürtler, Askeri Karargâhı Yağmalayıp Talan ediyorlar

Bir tek askerin kalmadığı karargâhta yağma ve talan başladı. Kürtler, karargâha girerek askeri araç, ağır silah, üniforma, masa, sandalye,koltuk, komodin, klima, karyola, ranza, yatak, lamba, bilgisayaralıp götürdü. Talan esnasında kargaşa yaşanması, eşyaları paylaşmakta anlaşamayan Kürt gruplar arasında çatışma çıkması ve 12. Tümen Komutanlığı'na sadece 1 kilometre mesafede olan polis güçlerinin talanı engellememesi dikkat çekiciydi. Bu arada talan devam ederken Kerkük'ün 15 kilometre güneyindeki karargâhın yol güzergâhında çok sayıda askeri araç Kürtler tarafından yakıldı.

Askeri Karargâhın Yol Güzergâhında Irak Ordusuna Ait Çok Sayıda Askeri Araç Kürtler Tarafından Yakıldı.

 

Karargâhtan alınan eşyalar, Kerkük şehir merkezine götürüldü. Karargâh ile Kerkük arasında peşmergelerin kontrolünde bulunan 5 kontrol noktasında, yağmacı ve talancıların engellenmediği görüldü. Talancıların eline ağır silahların geçmesi ve peşmergenin de müdahale etmediği dikkat çekiciydi. Askeri eşyaları yağma ve talan edenlerin Erbil ve Süleymaniye plakalı araçlar kullandıkları gözden kaçmıyordu.


Karargâh İle Kerkük Arasında Peşmergelerin Kontrolünde Bulunan Kontrol Noktasında, Kürt Yağmacı ve Talancıların Engellenmediği Görülüyor

IŞİD işgalini fırsat bilen peşmerge, IŞİD ile eşgüdümlü bir şekilde Türkmen kentlerine giriyor. Türkmeneli, IŞİD ile peşmerge arasında paylaşılıyor. Bu duruma tepki gösteren Türkmenleri, dönemin Dışişleri BakanıAhmet Davutoğlu "Barzani ile işbirliği yapın" diye azarlıyordu.

Keyvan Askeri Üssüne Peşmergeler Yerleşti

Kerkük çıkışındaki K1(Keyvan) olarak bilinen en büyük askeri üsse peşmergeler yerleşti. Irak ordusu askerleri, stratejik öneme sahip Kerkük çıkışındaki en büyük askeri üssü peşmergelerin silah zoruyla boşalttı. Irak ordusuna ait teknolojik araç ve silahlara peşmergelerel koydu. Kerkük civarına iki tugay peşmerge sevk edildi. Peşmergeler Kerkük’ün çevresini sardı. Kerkük’ün çevresine mevzilenen peşmergeler, mekân olarak Irak ordusunun peşmergeler tarafından silahlarının ellerinden alınarak ve silah zoru ile askerlerin üssü terk etmek zorunda bırakıldığı askeri binalara yerleşti. Ağır silahlarla Kerkük’ün bütün çıkışlarını kontrol noktasına alan peşmergeler, Kerkük çıkışında bulunan ve Irak ordusunun kullanımında olan en büyük askeri üsse yerleşmeyi ihmal etmedi. Bölgeye sevk edilen yaklaşık 20 bin peşmergenin büyük bir bölümü Irak ordusunun Kürtler tarafından silah zoruyla boşaltmak zorunda bırakıldığı askeri üsse yerleşti.


           Kürt Peşmergeleri, Karargâha Girerek Irak Ordusuna Ait askeri Araç ve Ağır Silahları Götürüyor

Askeri üssün kontrolünü eline alan peşmerge güçlerinden bir asker, açıklamasında “Burası birkaç gün önce Irak ordusunun kullanımındaydı. Buradaki bütün araçları yakmışlar (Kim yaktı?). Şuan burayı biz kullanıyoruz’’ dedi.

Peşmergeler yerleştikleri K1 askeri üssünün yanı sıra Kerkük çıkışındaki bütün yolları da hâkimiyeti altına aldı. Yağma ve talandan sonra yollarda araçları kontrolden geçiren peşmergeler, bütün giriş çıkışları tuttu. Peşmergeler, Irak ordusuna ait araçlara kendi bayraklarını çekmeyi de ihmal etmedi. 2003'teki ABD işgalinin ardından Irak Kürtleri, IŞİD sayesinde Irak'taki yıllardır “hayalini kurdukları” sınırları beklemedikleri bir anda kontrol altına aldılar.

16 Haziran 2014 tarihindegazeteci Fehim Taştekinve NTV’den Can Ertuna’nın Kerkük’teIrak Türkmen Cephesi (ITC)  Lideri ErşadSalihi ile yaptıkları röportaj da Salihi özetle şöyle yanıtladı:

Ordunun çekilmesiyle Kerkük artık Kürt bölgesinde görülebilir mi?

Kesinlikle Kerkük’ü Kürt bölgesinde görmüyoruz.

Irak ordusu burayı koruyabilir miydi?

Evet. Maalesef Irak ordusu yeterince desteklenmedi. Erbil ve Süleymaniye’den gelen hırsızların Irak ordusunun silahlarını ellerinden alması Irak’ı bu bölgede dönüm noktasına getirdi.

Bu hırsızlar içinde Peşmerge var mı?

Kontrol onlarda olduğuna göre sorumlu onlar sayılır.

Türkiye’den beklediğiniz desteği gördünüz mü? Türkiye, Suriye’de takındığı aktif rolü Irak’ta da takındı mı sizce?

Türkiye’nin Türkmenlere daha yakın olması gerekirdi. Türkiye herkese eşit mesafede durdu, yeterince desteklenmemiz gerekirdi (Bunun tam anlamı ise Türkmenler desteklenmedi ve yalnız bırakıldı!).

IŞİD ve peşmerge teröründen dolayı o günlerde yüz binlerce Türkmen 50 dereceyi bulan cehennem sıcağında derme çatma çadırlarda, depolarda, mezarlarda, inşaatlarda, yol kenarlarında, çöl ortasında açlık, susuzluk, zehirli akrepler ve salgın hastalıklarla boğuşarak barınaksız, korumasız, sahipsiz ve kimsesiz kaldı. Türkmen coğrafyasıIrak haritasından silindi. Hem AKP hükümeti hem de dünya Türkmenlerin durumuna seyirci kaldı. Bu saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kalan Türkmenlerin sayısı 600 bini aştı.  Irak'ta saldırılar sürerken ne Türkiye'den ne de dünyadan Türkmenlere yönelik bir adım atıldı. Türkmenler yüz üstü bırakıldı ve Kürtlerle petrol ticareti uğruna satıldı. Türkmenler bu yaşadıklarını asla unutmazlar.Hayatta bir duruşu olmalı insanın, her şeyden önce insan insan olmalıdır.

 


Irak Türklerinin Yaşadığı Dram, On binlerce Irak Türk’ü Derme Çatma Çadırlarda, Depolarda, Mezarlarda, Yol Kenarlarında, Çöl Ortasında Korumasız, Sahipsiz ve Kimsesiz Kaldılar ve Kaderlerin Terk Edildiler.Bu AradaTürkmen CoğrafyasıdaIrak Haritasından Silindi.

Rusya Uçağının Düşürülmesi ve Suriye Türkmenlerinin Dramı

Irak Türkmenlerinin yaşadığı dramı, şimdi Suriye Türkmenleri yaşıyor. Türkiye ile Rusya arasında tüm diplomatik kanallar açıkken, senin neyine gerek gidip Rusya ile kavga etmek ve uçağını vurmak. Efendim neymiş? Suriye Türkmenlerini koruyorlarmış? Irak Türklerini koruduğunuz gibi mi? Bugün Suriye Türkmenleri, Irak Türkmenleri gibi yerinden yurdundan sürülüyor!!!!!

Ey iktidar sen Rusya uçağını düşür, bedelini Suriye Türkmenleri ödesin. Ey iktidar sen 1 Mart 2003 Tezkeresini reddet, hesabını Irak Türkleri canlar ile ödesin! AKP'nin yanlış dış politikasının Türkmenlerinönüne koyduğu acı faturalardan sadece birisidir. Suriye Türkmenleri canlarını kurtarmak için Türkiye'ye sığınıyor.İşte AKP’nin Stratejik Derinlik” dış politika  Fiyaskosu.

Kürt Peşmergedestekli  ABD askerleri, 4 Temmuz 2003 günü, Irak'ın Süleymaniye kentinde, 11 Türk askerinin ellerine kelepçe vurdu ve başlarına çuval geçirdi. AKP iktidarının doğrultusu ve isteği ile bugün Türk askeri Kürt peşmergeleri eğitiyor. Peki bu olay sonrasında ABD’ye karşı herhangi bir misilleme veya yaptırım oldu mu? Hayır. ABD'ye ait savaş uçakları Türkiye’nin Adana'daki İncirlik Hava Üssü'ne gelmeye devam ediyor! O zaman adama sormazlar mı, niye ey iktidar, Türkiye'nin tarihi, ticari ve ekonomik ilişkileri olan kuzey komşusu Rusya’nın uçağını düşürüyorsun, ama Türk askerinin ellerine kelepçe vuran, başlarına çuval geçiren, Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan planlar yapan ve bölgedeki yangını ve kaosu Türkiye’ye taşıyan ABD’yi pas geçiyorsun? ABD neden bu olup bitenlerden muaf tutuluyor?

 

Kırmızı Çizgiler Terk Edildi, Türkmenler ve Kerkük Gözden Çıkarıldı…

IŞİD’in hamlesi Kürtlere yaradı ve peşmergenin Kerkük'ü işgal etmesi ile birlikte Kürtler ilk kez “Kerkük” hayalini gerçeğe çevirme yolunda bir fırsat yakaladılar. Kerkük, Kürtler'in önüne altın tepsiyle sunulmuş oldu. Yarın ne olur bilinmez ama bugün itibariyle Kürtler ‘hayaldi gerçek oldu’ diyerek Kerkük'ün kontrolünü ele geçirmiş görünüyorlar. 

Kerkük Kürtlerin Kudüs’ü müdür? Yalandan kim ölmüş! Bir yerin "Kudüs" olması için tarihe dayanan bir duygusal bağın olması gerekiyor. Oysa bugün Kerkük'te Kürtlere ait tarihi bir eser bile yok. Kürtlerin Kerkük’te tarih, medeniyet ve kültür mirasları nerede? Yok. Anlaşılması güç olmayan husus ise; Kerkük petrollerinin, bağımsızlık için Kürtlere gerekli olan ekonomik kaynağı sağlayacak olmasıdır.

Elbette Türkmen şehri Kerkük'ün Kürtler için önemi duygusal sebeplere dayanıyor. Kerkük, Irak'taki en önemli petrol yataklarının merkezinde. Müthiş petrol rezervi ile de bölgedeki tüm ülkelerin iştahını kabartan bir cazibeye sahip. Dünya petrol rezervinin %4’ü Kerkük ve civarından elde edilirken, bu oran Irak’ın ürettiği petrolün de %50’sini oluşturuyor.

Kaçak Irak petrolüne Türkiye’yle işbirliği içinde alıcı çıkan İsrail, Kürt Yönetimi’nin artık bağımsız Kürt Devleti haline gelmesi gerektiğini ilan etti. İktidar partisi sözcüsü, “Ey İsrail” kısmını telaffuz etmekten haklı nedenlerle kaçındığı açıklamasında, İran, Suriye ve Merkezi Irak Hükümeti’nin şaşkın bakışları altında hızla destek çıktı bu tebliğnameye. İran, Suriye ve Irak niye mi şaşkın? Bir devletin kendi bölünmesi için bu kadar hevesli olmasını hala anlayabilmiş değiller de ondan. Hani Musul ve Kerkük


Türkiye’nin milli meselesi ve kırmızı çizgisiydi!

Türkiye’nin Barzani yönetimine verdiği tavizler ve yaptığı gizli Petrol anlaşmaları, Türkmenlerin bölgede güçsüzleştirilmesi politikasının doğrudan nedenini oluşturdu.

Petrol nelere kadirdir, 3 milyon Irak Türk’ü bir anda yok sayıldı ve kaderlerine terk edildi.BugünTürkmenler petrol kurbanıdır ve faturasını da canları ile ödüyorlar.

Irak’ta her kesimin bir veya birkaç koruyucu devleti var, ama Irak Türklerinin yoktur.. Evlerinden barklarından, topraklarından oldular. Türkmen coğrafyasıIrak haritasından silindi. Kaçırılıyorlar, sürülüyorlar, öldürülüyorlar.. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Irak’ta Türkmenlerin çıkarına izlediği hiçbir politika bulunmamaktadır.

Bugün Türkiye’de ve Suriye’nin kuzeyinde olup bitenler aslında, Musul ve Kerkük için (Kırmızı çizgilerin) AKP iktidarı döneminde alınmayan tedbirlerin ve1 Mart 2003'teki Tezkeresi'nin reddinin bir sonucudur.

Türkiye, Tüm Bölge Ülkeleri İle Kavgalı!

Doğu ve GüneydoğuAnadolu’da bir yangın var.Türkiye'nin stratejik müttefiki ABD'nin desteği ile bu yangın Türkiye’ye sıçradı. Diyarbakır’ın Sur ve ‎Silvan, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ile Mardin’in Nusaybin ilçelerinde terör örgütü PKK tarafından Türkiye’ye karşı bir savaş açılmış durumda. Dış güçler zaten bu yangını körüklüyor. Bu güçler bölgeyi dizayn etmekiçinIŞİDveKürt gruplarını sopa olarakkullanıyor! Artık dış güçler bölgede kendileri savaşmıyor, silahlandırdıkları, eğittikleri ve maddi destek sağladıkları grupları birbiri ile veya devletlere karşı savaştırıyorlar.

Türkiye kendi topraklarını korumak için bölge ülkeleri ile işbirliği içine girmelidir! Türkiye’nin milli güvenliği, komşularıyla sağlıklı dostane ilişkilerden geçer.  Ama bugün Türkiye’yi yönetenler, Barzani Yönetimi hariç tüm bölge ülkeleri ile kavgalı! Bu kavgalı ülkelere Türkiye’nin kuzey komşusu Rusya’da dahil edildi. Türkiye’deki iktidar, bölge ülkeleri ile işbirliği yapacağı yerde onlarla kavga ediyor ve sözde Kürdistan’ı kurma çabasında olan ve Türkiye’nin topraklarında gözü olan Barzani ile gizli petrol anlaşmaları ve işbirliği yapıyor. Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğü bozulunca, Türkiye’nin toprakları ise muaf mı tutulacak? Ne acıdır ki, Türkiye bugün bölgede işbirliği yapacak tek bir ülke yok! Büyük resme baktığımızda bölgede Türk dış politikasının ve güvenlik politikalarının iflasının tescilidir.

Ali Kerküklü

 

 

 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.