''Afet Bilinci Karnemiz Çok Zayıf''

''Afet Bilinci Karnemiz Çok Zayıf''

Denizli Jeofizik Mühendisleri Şube Başkanı Süleyman Saka, 17 Ağustos depreminin acı yıldönümünü sebebiyle bir açıklama yaptı.

A+A-

SAKA, “AFET BİLİNCİ KARNEMİZ ZAYIF ÇIKTI”

 

Denizli Jeofizik Mühendisleri Şube Başkanı Süleyman Saka, 17 Ağustos depreminin acı yıldönümünü sebebiyle bir açıklama yaptı. Afet bilinci karnelerinin zayıf çıktığını ifade eden başkan Saka, 17 Ağustos 1999 depreminin Türkiye için önemli ve bir o kadar da acı bir tecrübe olduğunu hatırlattı. 17 Ağustos’un bir kırılma noktası olduğunu belirten Saka, “Bazı kurumların yapılandırılmasına, bazı kurumların revizyonuna sebep olan bu felâket sonrasında yönetmelikler değişti, denetimler arttırıldı. Ancak bunlar formal ve yetersiz tedbirler olarak rutinler arasında dahil edildi. Bu tedbirlerin ne kadar etkin olduğunu ve sürdürülebildiğini ayrıntılı olarak araştırmak-değerlendirmek gerek!..” dedi. “Marmara Bölgesi’nde yaşanan, 17.480 vatandaşımızın ölümüne, 23.781 vatandaşımızın yaralanmasına 505 vatandaşımızın sakat kalmasına, yüz binlerce insanın yaşam kalitesinin ortadan kaybolmasına sebep olan bu acı tecrübeyi bu tarihle birlikte anıyoruz her yıl. Çünkü korkuyoruz depremden” diyen Saka, “Evimizin yıkılmasından, hayatımızı ve sevdiklerimizi kaybetmekten, evsiz kalmaktan… Haklı olarak korkuyoruz. Korkularımızın çok büyük bir bölümü depreme ilişkin yanlış bildiklerimizden ya da bilmediklerimizden kaynaklanıyor. Afetlere ilişkin organizasyonel hazırlıklar ve planlamalar; bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları gibi konularda katledilmesi gereken yol uzun. Bu beklentileri sadece resmi kurumlara yönlendirmek hem etik hem de ideal değil. Bu sebeple ilgili resmi kurumlar ve sivil toplum arasındaki işbirliğinin arttırılması önemli ve kritik bir aşama.

 

Resmi kurumlar kaynak, ekipman ve eğitim gibi konularda oldukça yetkin durumda. Bu yetkinliği daha üst düzeye taşıyacak olan idari ve mülki amirlerin, ilgili kurum yöneticilerinin yapılan ve yapılacak çalışmalarda aktif rol oynaması, gerekli önlemleri aldırma ve sürdürülebilirliğin devamı açısından büyük önem arz etmektedir. Halkın bu kurumlarla iletişiminin ve işbirliğinin arttırılmasını sağlamak da süreci tamamlayıcı son ve belki de en önemli unsur olarak ifade edilebilir. Sivil toplumun gücünü ortaya koyacak bir inisiyatifi ile zamanı daha etkin bir şekilde değerlendirmek ve ideal düzeye eriştirmek mümkün olacaktır” diye konuştu. Saka, “Denizli ilimiz 1. derece deprem bölgesi olması açısından büyük önem arz etmektedir. 17 Ağustos 1999 depremindeki acı tecrübeyi yaşamamak için ne yapmalıyız, önceliğimiz ne olmalıdır! Belediyelerimizin İmar Planları çok eskiye dayanmakta olup, bu planlar yapılırken İmar açılan alanların İmar Planına Esas Jeolojik, Jeofizik ve Jeolojik-Jeoteknik Etütleri yapılmadan alanlar İmara açılmıştır. Bu ne demek; İmar açılan alanlarda fayın olup olmadığının tespitinin yapılması, dere kenarı ve içinde uygun olmayan alanların belirlenmesi, yüksek eğimli alanlar kapatılarak bu alanlara yapı izni verilmemesi gerekmektedir. Siz yapıyı ne kadar sağlam yaparsanız yapın fayın üzerine bir yapı inşaa ederseniz ölüme davetiye çıkarırsınız. Bu yüzden önceliğimiz İmar Planın Esas Jeolojik, Jeofizik ve Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporlarının hazırlanarak, Belediyelerin Planlarını revize etmeleri gerekmektedir” diye konuştu. Saka şöyle devam etti, “Kentsel dönüşümün ana amacına uygun şekilde uygulanamaması, bitişik nizam yüksek katlı yapıların risk teşkil etmesi, sıvılaşmaya uygun zemin yapılarının dikkate alınmaması, kontrolsüz yapılar, yapı denetim sistemin çökmüş vaziyette olması, mühendislik faktörü, müteahhitlik sistemi gibi etkenlerin bina yapımına etkisi o kadar büyük bunların derlenip toparlanması ve ilgili yönetmeliklerin tekrar gözden geçirilerek revize edilmesi en önemlisi de bu kurallara uymayanlara caydırıcılık esas alınması gerekmektedir. Özellikle yukarıda belirtilen konular kendi içinde ayrı ayrı başlık açılması ve değerlendirilmesi gereken konulardır. Ayrıca deprem anında bunu söylemek bile istemiyoruz ama önümüzde yaşanan depremlerde gördük ve bizim için acı bir tecrübe oldu. Alternatif yollarımız yok, merkezde deprem anında binaların yıkılması halinde yollar kapanacak yaralılarımızı taşımak için araçlarımız yaralıları almaya gidemeyecek, yangın anında itfaiye araçları hareket edemeyecek. Bu yüzden alternatif yollarına acilen oluşturulması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın deprem anında toplanma yerleri, aranması gereken telefon numaraları bilgilendirilmelidir. Sorduğumuz çoğu vatandaşımız cevap veremedi, ne yapması gerektiğini dahi bilmiyor. Afet bilinci karnemiz maalesef zayıf çıktı… Depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz, bu acı olayları yaşamamak için geç olmadan tedbirlerimizi alalım.” HACI SELAMOĞLU

 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.